Yetişkin Nöroloji

YAZI DİZİSİ: İnme Rehabilitasyonu Bir Kuvvetlenme Programı Değildir..! -1

Sıcak bir yaz akşamıydı, son günlerde iş stresinden bunalan Mehmet o gün, kolesterol ve tansiyon problemlerini göz ardı ederek yediği, kaçamak tadında bir miktar yağlı ve tuzlu akşam yemeği menüsü ile damağını şenlendirirken, dost sohbetleri eşliğinde keyifli bir akşam geçirdi.  62. yaşına veda ettiği bu güzel akşamın sonrasında yeni gündeki işleri düşünerek yatağına uzandı, yorulmuş bedeni düşünceler arasında uykuya daldı, güzel akşam sonrasındaki gecenin ortasında birdenbire keskin bir baş ağrısı ile irkildi! Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu, ayağa kalkıp kendine gelmek ve yüzünü yıkamak istedi fakat kısa bir süre içerisinde bacağındaki güç kaybı nedeni ile dengesi bozuldu ve yürüyemediğini fark etti! O anda yardım çağırmak, bağırmak ve telefonuna ulaşmak istedi ancak konuşamıyordu! Sokaktan gelen sesler her seferinde daha boğuklaşıyor, gece lambasının aydınlattığı oda giderek bulanıklaşıyordu, bulanıklaştıkça okuyamıyor, bir yerlere uzanmaya çalıştığında ise kolu kalkmıyordu. Adeta bir fanusun içerisindeymiş gibi debelenirken oracıkta bayıldı. Gözlerini açtığında yoğun bakım ünitesindeydi. Beyninin sol yarısındaki bir damarda meydana gelen kanama sonrası vücudunun sağ tarafı felç olmuştu. Hastalığının adı inme idi. Doktorları, bir süre gerekli medikal tedavileri uyguladıktan sonra durumunun istikrarlı bir şekilde normal sınırları koruduğunu, artık güçsüz olan bölgelerini güçlendirmesi için egzersiz tedavisine başlaması gerektiği söylediler.

Aslında egzersiz tedavisi diye kast edilen şey Nörolojik Rehabilitasyondur

Rehabilitasyon; kişilerin bağımsızlık kapasitelerini artırmayı, engelliklerini iyileştirmeyi, günlük yaşamda özgür hale gelmelerini amaçlayan fizyoterapi yöntemlerinin tamamıdır. 

Mehmet çeşitli muayeneler ve kontroller sonrası fizyoterapisti ile tanıştı. Fizyoterapisti ona önlerindeki yolun uzunluğunu, bu yolda kendisinin hem yoldaşı hem de danışmanı olacağını anlattı. 

İlk seans; 

Egzersizlere başlanmıştı, ancak Mehmet “ne kolum ne de bacağım hareket ediyor! Nasıl olacak.?” “Hareketleri ben yapmayacaksam, fizyoterapistimin kolumu veya bacağımı kaldırmasının bir faydası olacak mı?” sorularını aklından çıkaramıyordu.

Gerçekten de kolunu fizyoterapisti kaldırıyor ama o hiçbir destek veremiyordu. Ancak fizyoterapisti her bir harekette “haydi sen de yapmaya çalış” diye komut vermeyi ihmal etmiyordu. Bu çalışma şeklinin asıl amacı aslında beynin postür (duruş) ile ilgili duyusal bölümünü uyarmaktır. Hastanın koluyla ilgili pozisyon, hareket hissi gibi girdilerin beyinde işlenmesini, geçirdiği kanama dolayısıyla bozulan vücut imajını yeniden organize etmeye çalışarak farkında olmadığı vücut parçalarını fark etmesini sağlamaktır. Kolumuzun ya da bacağımızın üzerine yattığımızda uyuşunca, kendine gelmesi için salladığımızda olduğu gibi. Kişi katılamasa da hareketi algılayan reseptörler beyinde yeniden o bölgeyle ilgili alanların uyanmasını sağlar.

Seanslar, günler, haftalar geçip kol ve bacağında ufak kıpırdanmalar fark ediyor; hem motive oluyor, hem seviniyor, hem de sabırsızlıkla eski günlere dönmek için çabalıyordu. Fizyoterapisti fiziksel iyileşmeyi evrelere ayırmıştı, bunlara normal motor gelişim evreleri diyoruz. Kabaca önce yatakta dönme hareketini, sonra oturma ve emekleme fonksiyonunu, sonrasında ayakta durma ve yürüme fonksiyonlarını sırası ile gerçekleştireceğini, iyi bir oturma yeteneği olmadan düzgün yürüyüşün mümkün olamayacağını anlatıyordu.

Motor gelişim evreleri bir bebeğin büyürken geçtiği normal aşamalarıdır. Bebekler önce başlarını düz tutmayı sonrasında ise sırası ile dönme, oturma, emekleme, ayakta durma ve nihayetinde yürümeyi öğrenirler. Dönmeden veya oturmadan yürüyen bebek yoktur! Bu sıralama inme hastaları içinde geçerlidir. Tüm bu evreleri başarı ile tamamlayan hasta yürümeyi öğrenir ve hayata döner.

Seanslar, seansları izledi;

Artık yatak içerisinde dönebiliyor ve dengeli şekilde oturabiliyordu. Tüm bu kazanımları ancak doğru bir fizyoterapi yaklaşımı ile elde ettiğinin farkındaydı. Ancak bir sorun vardı! Elinde, kolunda ve bacağında istemsiz bazı kasılmaları oluşmaya başlamıştı. Özellikle eforlu (zor) veya hızlı hareketlerde açığa çıkan bu kasılma; spastisitedir. 

Yazının devamı için lütfen takipte kalınız…

Volkan YÜZLÜ, Fizyoterapist (Fizyoterapistinizle ilgili detaylı bilgi almak için lütfen tıklayınız.)

Bu yazı dizisinin ikinci bölümünü okumak için lütfen buraya tıklayın.

VOLKAN YÜZLÜ

2007 yılında Dumlupınar Üniversitesi SYO, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden mezun oldum. Yüksek lisans eğitimimi Hacettepe Üniversite Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Protez Ortez ve Biomekani Bölümü’nde tamamladım, Marmara Üniversitesi' nde doktora programına devam etmekteyim. 2007- 2010 yılları arasında Özel İlgi Hastanesi, Ornöram Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi, Diyarbakır Asker Hastanesi, Kartal Yavuz Selim Devlet Hastanesi gibi kurumlarda görev aldım. 2010 yılından itibaren Darüşşafaka Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde hizmet vermekteyim. Ayırca 2007’de başladığım Osteopati eğitimimi tamamlayarak Osteopat olarakta çalışmaktayım.. Manuel Terapi ve Osteopati Günleri Sempozyumu, Bands, Balls and Balance Workshop, Manipulation and Mobilization Therapy of Lumbar,Throcal and Cervical Spine Assessment and Treatment Techniques, Sports Injuries and Rehabilitation Course, Serebral Paralizi Tedavisinde Yeni Yaklaşımlar gibi çeşitli seminer ve kurs programlarına katılım sağladım.

Geliştirmemiz için katkıda bulunun...

Back To Top