Sinemada korku filmine gittiğinizi düşünün. Baş karakterin karşısına aniden çıkan korkunç yaratık sizin karşınıza çıkmışçasına korkarsınız. Ben korkmam diyenler! Siz farkında olmasanız da karakterin yerine kendinizi koyarsınız, kalp atışınız hızlanır ve terleme başlar. Ya da sevdiğiniz birinin karşınızda ağladığını düşünün. Çok mutlu bir anınızda olsanız bile birinin ağladığını görmek içgüdüsel olarak modunuzun düşmesine neden olur. Peki, empati kurmamızda rol oynayanlar kim?
Ayna nöronlarımız!
Beynimiz dışarıdan gelen bilgileri algılama, yorumlama ve cevap verme üzerine kurulu sinir ağlarının merkezidir. Bu yolları oluşturan sinir hücrelerine nöron denir. Ayna nöronları, insanın empati kurma ve taklit etme yeteneklerinden sorumludur. Doğumla birlikte anne ile bebek arasında kurulan empatik bağ ile bu nöronlar gelişmeye başlar. Araştırmalara göre ayna nöronları, kadınlarda erkeklerden daha fazla. Bunun sebebi, annenin bebekle kurduğu bağın ayna nöronlarını arttırması.
Rehabilitasyonda ayna nöronlarımızın önemi!
Daha önce de bahsettiğimiz gibi nöronlar, dış çevreden gelen duyuları (koku, tat, işitme, görme, dokunma, pozisyon hissi) beyne iletmekle ve beynin vereceği komutla bu duyuya cevap vermekle görevlidir. Ayna nöronları görme duyusunu kullanarak bu görevi üstlenir. Birini esnerken gördüğümüzde istemsizce esnememizi buna örnek gösterebiliriz. Peki rehabilitasyonda bu nöronlardan nasıl faydalanıyoruz?
Ayna nöronlarını fantom uzuv ağrısında (herhangi bir sebeple uzvunu kaybeden kişilerin kaybettiği uzvunun olduğu bölgede ağrı hissetmesi), felç sonrası el veya ayakta hareketin açığa çıkmasını sağlamak için kullanabiliyoruz.
Kişinin felçli elinde aktif ve fonksiyonel bir hareket açığa çıkarmak için felçten etkilenmemiş elindeki aktif hareketleri kullanıyoruz. Bir nevi beyni kandırıyoruz. Etkilenmemiş elin yaptığı hareketler aynadan bakılınca etkilenmiş el yapıyormuş gibi görünür, bu da ayna nöronlarını ateşleyerek beynin felçli taraftaki eline bu hareketi yapabilmesi için gerekli kaslara uyarı göndermesine sebep olur. Aslında istediğimiz de tam olarak budur. Kişinin fonksiyonel hareketi yaparken beynin o hareketi yapmadaki gayreti ve aktifliği bizim için önemlidir.
Bir danışanımdan örneklemek istiyorum. 23 yıl önce miyelit tanısı almış ve felç tablosuna benzer, aynı taraflı el ve ayaklarında hareket kaybı olan danışanımla ayna terapisi üzerine çalışmaya başladık. Düzenli egzersiz yaptığı ve düzenli fizyoterapi aldığı iki aylık süreç sonunda ayak parmaklarında aktif minimal hareketler ve kas seyirmeleri şeklinde cevaplar açığa çıkmaya başladı. Bu durum tabi ki danışanımın yaşı, beslenme durumu, düzenli egzersiz yapıyor olması, miyelitin kısmi oluşu ve düzenli fizyoterapi alıyor olmasıyla da ilişkili.
Ayna nöronları bizi biz yapan, benliğimizin oluşumunda da rol oynayan, sadece kişisel değil toplumsal da önemi olan yapılarımızdır. Keysers’in de dediği gibi ayna nöronlarımız olmasa insanlar birbirinin acısını anlayamaz ve kimse birbiriyle empati kuramaz.
Ayna nöronlarınızın kat kat artacağı sağlıklı günleriniz olsun.
KAYNAKLAR
-
Keysers Christian, ‘The Emphatic Brain’ , Social Brain Press, 2011.
-
Cheng Y, Decety J. Sex differences in the neuroanatomy of human mirror-neuron system: A voxel-based morphometric investigation, Neuroscience, 2008.
-
Thieme H, et al. Mirror therapy for improving motor function after stroke, Cochrane Database Syst Rev, 2018.