Yetişkin Nöroloji

Ri̇ti̇m Bi̇r Terapi̇ Olabi̇li̇r Mi̇?

Dinleyin…

Evrendeki her şey titreşiyor, bu titreşimin sonucunda sesler oluşuyor ve biz oluşan bu seslerden bazılarını duyabiliyoruz… Bu seslerin bir ritmi var, gözlerinizi kapatın ve bulunduğunuz yerdeki bütün sesleri duymaya çalışın…

Nasıl?

Her şey bir ritme doğru akıyor değil mi?

Düzenli ritim sonucu, olayların zaman içinde belirli noktalarda gerçekleşmesini bekleriz. Ritim, hareket halinde olduğumuzu, ilerlemeye devam ettiğimizi ve her şeyin yolunda gittiğini anlatır. Ritim bir devamlılıktır aslında; sonrasına dair ipucu verir, bedenimizde bir beklenti yaratır. Devam eden şeyler ise bize “güvendesin” hissi sağlar. 

Bazı titreşimlerin aralığı birbirine çok yakındır bazıları ise çok uzak. Bu aralık ne kadar düzenli ve birbirine yakın olursa ritmin bize anlatmaya çalıştığı devamlılık da o kadar inandırıcı ve algılanmasıkolay olur. Mesela kalp ritmimiz… Kalbimiz dakikada yaklaşık 60-80 defa atım yapar. Bu ardışıklığı yakalamak ve hissetmek kolaydır ve bize şu mesajı verir: “her şey yolunda gidiyor”.

Ne zamanki bu ardışıklık bozulur ve beklediğimiz atım gelmezse ya da erken gelirse bir anda şunu hissederiz: “bir şeyler ters gidiyor”.

Ritim ve İç Denge

Yani aslında ritim bedenimiz için her şeydir. Bozulan her ritim bir sorunu çağrıştırır; hastalık gibi ve biz bu ritmi yeniden yakalamaya yani iyileşmeye çalışırız. Bedenlerimiz hayatın en elzem ritmi olan kalp atışını muhafaza edemezse, hayatta kalamayız. 

İyi düzenlenmeyen bedensel ritimler şakaya gelmeyecek kadar önemlidir. Normal bir gelişim sürecindeki bir bebek, ritmik bir düzen yakalamaya çalışır. Acıktığında ve ağladığında, stres hormonu seviyeleri yükselmeye başlar. Ama bakım veren düzenli olarak onu doyurursa, bu stres seviyeleri inmeye başlar ve bu düzende bebek kendi ritmini bulur. 

Bebek acıktığında, uykusu geldiğinde ya da huzursuz hissettiğinde stres seviyesi artar. Böyle durumlarda ebeveynler çocuklarına sarılıp onları sallar ve içgüdüsel olarak oldukça işe yarayan ritmik hareketleri kullanarak sakinleştirmeye çalışırlar. Aslında yaptıkları şudur; çocuklarını fiziksel olarak hayatın esas metronomlarının ritmine ayarlarlar.

Beyinde Bir Ritim Sayacı: İç Saat

Beynimiz zamanı, milisaniyelerden saatlere kadar çok geniş bir aralıkta tahmin edebilmektedir. Milisaniyeler düzeyindeki zaman algımız, genellikle hareketlerimizi kontrol etmemize imkan sağlar. Beynimiz güçlü ve zayıf atımları algılayarak tüm bunları bir ritim periyoduna dönüştürür. Ve sürüklenme başlar; iç ritmik süreçlerimizi dış uyaranlardaki düzenli ipuçlarına senkronize etmeye çalışırız. Bu, adeta beynin içinde çalışan bir saat olduğunu gösterir. Tüm hareketlerimizin zamanlaması bu saate göre yapılır. Beynimizdeki bu iç saat dış ritimlerin de etkisi altındadır. Beyin, hareketleri koordine ederken duyduğu ritim ile sonraki hareket aralığını tahmin ederek bir düzen oluşturur.

Yürüdüğümüzde ya da koştuğumuzda bunları belirli bir hızda yaparız; bedenimiz bir akış belirler ve biz de onu devam ettiririz. Beyincik bu hızı, yani akışı korumakla yükümlüdür. Müzik ve ritmin beyinciği harekete geçirdiği, çalışmalarla ortaya konmuştur. 

Ritmin Rehabilitasyonda Kullanımı

Rehabilitasyonda amaçlanan ne ise, ritmin kullanımı da buna göre şekillenir. Bir çocuğun regülasyonunu yani rahatlamasını, iç düzenini sağlamak, stres yanıtını azaltmak için ritmik sallamalar, dokunuşlar ve müzikler kullanılabilir, böylelikle beyin keşfetmeye ve öğrenmeye hazır hale getirilmiş olur. 

Kalp ve solunum sistemi rehabilitasyonunda, iç dengeyi sağlamak amacıyla dalga sesi gibi ritmik seslerden faydalanılmaktadır. Özellikle nörolojik hastalıkların rehabilitasyonunda, beynin ritimle ilgili bölgeleri hasar görmüş hastalarda uygulanan ritim eşliğinde egzersiz çalışmaları, hastaların aktif katılımını sağlayarak beynin bu hasar görmüş bölgelerindeki sinir hücreleri arasında yeni bağlantılar oluşturabilmektedir. Yürüyüş gibi ardışık ve otomatikleşmiş hareketlerde akıcılığı sağlamak amacıyla ritim, dışarıdan düzenleyici bir uyaran olarak kullanılır. 

Ritmik İşitsel Stimülasyon

Müziğin nörolojik rehabilitasyonda kullanılan bir takım teknikleri, nörolojik müzik terapi çatısı altında toplanmıştır. Bu tekniklerden en eski ve en sık kullanılanı ise hareketin duyusal zamanlayıcısı olarak kullanılan ritmik işitsel stimülasyondur. Parkinson, Huntington, inme gibi hareketin zamanlama ve koordinasyonunda problem olan hastalıklarda sıkça kullanılan bu teknik, bozulan iç saati dışarıdan düzenleyen bir araç olarak kullanılmakta ve yüz güldürücü sonuçlar ortaya koymaktadır. Parkinson hastalarımda deneyimlediğim ve olumlu sonuçlar aldığım bu tekniğe ilişkin klinik sonuçları bir sonraki yazımda sizlerle paylaşacağım.

Fizyoterapistiniz olarak hareketin ritmini korumak ve hayatınızın ritmini yakalamanız için daima yanınızdayız, sizin için araştırıyor, gelişmeleri yakından takip ediyoruz.

Sizin için buradayız…

Sena Çarıkçı, Fizyoterapist (Fizyoterapistinizle ilgili detaylı bilgi almak için lütfen tıklayınız.)

KAYNAKLAR
1)Grahn JA. Neural mechanisms of rhythm perception: current findingsand future perspectives, Topics in CognitiveScience, 2012.
2)Cummins F. Rhythm as an affordance for the entrainment of movement, Phonetica, 2009.
3)Levitin DJ. Müziğin Etkisindeki Beyin. A.S. Çulhaoğlu (Çev.), 1. Baskı. İstanbul: Pegasus Yayınları. 2015.
4)Bruce DP. Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk. B.S. Haktanır (Çev.), Koridor Yayıncılık. 2017.

Geliştirmemiz için katkıda bulunun...

Back To Top