Eyvah!!! Ayağım Burkuldu????

Ayak bileğimiz, güçlü ve koruyucu bağlarla çevrelenmiştir. Bu bağların temel görevi ayak bileğinin hareketini uygun açılarda tutmak, ayağın dönmesini ve burkulmasını engellemek böylelikle ayak bileğini sakatlıklardan korumaktır. Ayağın içe ya da dışa dönmesiyle bu bağlarda, burkulmanın olduğu bölgedeki kas ve diğer dokularda zorlanma ve yırtılmalar oluşabilir.

Ayak bileği en sık;

  • Ayağın içe ya da dışa dönük olarak yere basması
  • Ayak bileğinin dönmesine neden olan düşmeler
  • Ayağa alınan darbeler
  • Ayağa verilen yükü dengeli dağıtamamak, gibi durumlarda burkulmaktadır.
  • Aktiviteye uygun ayakkabı seçmek, topuklu ayakkabı giymekten kaçınmak
  • Egzersiz ve spordan önce ısınmak
  • Tehlikeli zeminlerde daha dikkatli olmak, ayak bileği burkulmalarından korunmanıza yardımcı olabilir.

Ayakta oluşabilecek bir yaralanma, doğru iyileşme gerçekleşmezse tekrar yaralanma riskini doğurabilir.

Ne kadar önlemeye çalışsak da ayak bileği burkulmaları hemen herkesin başına gelebilecek bir durum.

Peki, bileğimizi burktuğumuzda ne yapmalıyız?

Burkulmadan sonra ayakta şunlar olabilir;

  • Ağrı / Hassasiyet
  • Şişlik
  • Morarma / Renk Değişikliği
  • Isı Artışı
  • Hareket Kısıtlılığı

Bileğimizde ya da vücudumuzun herhangi bir yerinde bir yaralanma olduğunda vücudumuz inflamasyon denilen, koruyucu bir süreç başlatır. Yukarıdaki belirtilerin hepsi bu sürecin birer parçasıdır. Bu belirtilerin olması son derece normal ve iyileşmenin başlayabilmesi için gereklidir. İlk aşamada yapmamız gereken bu sürecin yaşanmasına izin vermek ancak bu belirtileri mümkün olduğunca azaltmak olacaktır.

Peki, bunu nasıl yapacağız?

  • Soğuk uygulama, kan dolaşımı yavaşlatarak bölgedeki ağrı, şişlik ve ısı artışının azalmasına yardımcı olur. Buz uygulamalarında ideal süre 12 dakika olup 15 dakikayı geçmemelidir. Buz direkt deriye temas etmemelidir. Buz uygulamasının bazı kişilerde ağrıyı arttırdığı da görülmüştür bu durumda uygulama bırakılmalıdır.
  • Ayağı kalp seviyesinden yüksekte tutmak da ağrı ve ödemin azalmasına yardımcı olacaktır.
  • Bileği korumak, ağrıyı ve şişliği azaltmak için bantlama ya da elastik bandaj yapılabilir.  Bandaj çok sıkı olmamalı, dolaşımı engellememelidir. Gece uyurken çıkarılmalıdır.
  • Ağrı çok fazla ise hekim kontrolünde ağrı kesici ilaçlar kullanılabilir. İyileşmeye direkt bir etkisi olmasa da ağrıyı kontrol altına almaya ve fonksiyonel iyileşmeye yardımcı olabilmektedir.
  • Sıcak uygulamalar, masaj, şiddetli ve yorucu egzersizlerden uzak durulmalıdır.

Peki gelelim asıl sorulara: Ayak bileğim burkuldu, ne kadar istirahat ettirmeliyim? Üzerine ne zaman basmalıyım? Egzersize ne zaman başlamalıyım ?

Bağın tamamen kopmadığı hafif ve orta derece burkulmalarda istirahat önerilmemektedir. Ayağınızın üzerine basmaktan ve ayağınıza yük bindirmekten korkmayin. Normal eklem hareketlerinin ve egzersize bir an önce başlamanın iyileşmeyi hızlandırdığı bilinmektedir. İstirahatin aksine erken dönemde hareket etmeye başlayan ayak çok daha erken fonksiyonel kapasitesine ulaşacaktır. Sadece ayak bileğinin ileri geri hareket ettirilmesi bile ödemin azalmasında büyük etkiye sahiptir.

Yapılacak egzersizler ezbere bir program olarak değil kişiye özel belirlenmelidir. Ayak bileği karmaşık bir yapıdır ve etkilenebilecek çok doku vardır.  Hedef, yaralanan bağın derecesine uygun tedavinin bir an önce başlatılması olmalıdır. Öncelikle mevcut yaralanmanın iyileşme sürecini en kısa sürede ve doğru bir biçimde tamamlamak amaçlanır. Yaralanmanın olmadığı durumlarda ise eklemi tekrar yaralanmadan korumak amacıyla denge, koordinasyon, esneklik, kuvvet ve stabilizasyon egzersizlerinden uygun olanlar belirlenir ve uygulanır. Uygun testleri yaparak problemi doğru teşhis eden ve doğru egzersiz programını çizen kişiler fizyoterapistlerdir.

Korkmayın, fizyoterapistiniz yanınızda !

Hüseyin KARAKAYA, Fizyoterapist (Fizyoterapistinizle ilgili detaylı bilgi almak için lütfen tıklayınız.)

KAYNAKLAR
  1. KIRDEMİRV, ASLAN A, Ayak Bileği Bağ Yaralanmaları, Türkiye Klinikleri J Surg Med Sci, 2007.
  2. Polat O, Güler İ, Tek İ,  Öğüt H, Yıldız A. Ayak Bileği Lateral Ligament Yaralanmaları Tedavisi,  Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası Cilt 55, Sayı 3, 2002.

 

 

Yorgunluğunuz Kronik Mi?

Hayatımızın bir parçası gibi gözüken; yorgunluk!

Kişiyi ruhsal ve bedensel olarak etkileyen normal şartlar altında dinlenmekle geçen bir durum. Özellikle günümüzde, hayatın temposu içinde insanların birçok işi aynı anda yapmak ve düşünmek zorunda kalması sebebiyle sık sık yaşanılan bir olay.

Ancak bu yorgunluk;

  • Ne kadar çok uyusanız da “tam olarak dinlenemedim” dedirtiyorsa,
  • Kendinizi devamlı halsiz, bitkin hissettiriyorsa,
  • Sabahları sanki üzerinizden kamyon geçmişçesine yataktan sürünerek kalkmanıza yol açıyorsa,
  • Günlük hayatınızdaki en kolay işleri bile zorlanarak yapmanıza sebep oluyorsa,
  • 6 aydan fazla zamandır devam ediyorsa Kronik Yorgunluk Sendromu (KYS) yaşıyor olabilirsiniz…

KYS’de önemli nokta; bu durumun “sendrom” olarak nitelendirilmesidir, “hastalık” değildir. Sendromda; belirtiler biraraya gelerek yaşam kalitesinde düşüşe yol açarlar. Ancak kişi, çeşitli desteklerle yaşamına normal yada normale yakın olarak devam edebilir. Hastalık ise fiziksel, ruhsal, davranışsal olarak normalden sapmayla birlikte yaşam kalitesinin düşmesidir.

KYS, çok önem verilmeyen bir durum gibi dursa da kişinin yaşam kalitesini çok fazla etkiliyor. Bu yüzden insanlar her yıl 6-12 Mayıs tarihleri arasında “Millions Missing” Kampanyaları ile bu sendroma dikkat çekmeye çalışıyor. Hatta çok yorgun olup gelemeyecek durumda olanları temsil etmek amacıyla kampanyanın yapıldığı yerlere ayakkabı çiftleri konuluyor.

KYS’de yorgunluk, sürekli olan bir hareketlilikten dolayı değildir, dinlenmekle azalmayabilir ve sosyal yaşantıda ciddi kısıtlanmaya neden olabilir. Kas iskelet ağrıları, uyku düzeninde bozukluk, konsantrasyon bozukluğu, baş ağrısı, beceri isteyen işleri yaparken yavaşlama, bir işi yaptıktan sonra 24 saatten fazla süren kırgınlık hali, depresyon gibi durumlar da eşlik edebilir.

Her ne kadar nedeni hala tam olarak bilinemeyen bir sendrom olsa da KYS tedavisinde birçok yöntem kullanılmaktadır. En çok kullanılanlar ise şunlardır:

  • İlaç tedavisi,
  • Kognitif bilişsel davranışçı terapi,
  • Kişiye özel egzersiz programı. (1)

Peki KYS tedavisi ile ilgili yapılmış çalışmaların sonuçları nelerdir? 

Yapılan bir çalışmada; ilaç tedavisine ek olarak, bilişsel davranışçı terapi ve özel egzersiz programı alan hastaların; tek başına bu terapi yöntemlerini alanlara oranla yorgunluğunun daha az olduğu ve fiziksel aktivite durumlarının daha iyi olduğu gösterilmiştir. (2)

Aktivitenin azaltılmasıyla hareketsiz yaşamın daha iyi geleceği, yorgunluk oluşturmayacağı düşünülse de bu algı yanlıştır.

Kişiye özel planlanan egzersiz tedavisinin;

  • Günlük yaşam aktivitelerini arttırdığı,
  • Yorgunluğu azalttığı,
  • Uyku düzenini ve kalitesini olumlu yönde etkilediği,
  • Kendi kendine algılanan genel sağlık durumunu iyileştirdiği,
  • Kişinin fonksiyonunu ve egzersiz kapasitesini geliştirdiği yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. (3)

Ayrıca KYS’li kişilerde yapılan bir çalışmada kendi kendine yapılan egzersize oranla, fizyoterapistlerle yapılan egzersizin daha etkili olduğu ispatlanmıştır. (4) Fizyoterapistler, bu sendromla baş etme yöntemlerini öğretip gerekli desteği sağlar ve doğru egzersizin planlanması, düzenlenmesi, artırılması konusunda yardımcı olurlar.

Başka bir çalışmada ise egzersiz, mobilizasyon ve vücut farkındalığına yönelik oluşturulan rehabilitasyon programlarının, yorgunluk şiddetini azaltmada önemli düzeyde etkili olduğu ispatlanmıştır. (5)

KYS’de egzersizin ve fizyoterapi yöntemlerinin etkilerinin önemine bakıldığında fizyoterapistler, bu konuda size en iyi destekçi ve kılavuz olacaktır.

Şanslısınız fizyoterapistiniz burada!

Saliha Şeyma ÇINAR, Fizyoterapist (Fizyoterapistinizle ilgili detaylı bilgi almak için lütfen tıklayınız.)

KAYNAKLAR
1) Larun L, Brurberg KG, Odgaard-Jensen J, Price JR. Exercise therapy for chronic fatigue syndrome, Cochrane Database Syst Rev, 2019.
2) Torjesen I. Tackling fear about exercise produces long term benefit in chronic fatigue syndrome, BMJ, 2015.
3) Durmuş D, Bölükbaşı N. Kronik Yorgunluk Sendromuna Güncel Bir Bakış, Türk Fiz Tıp Rehab Derg, 2007.
4) Cheshire A, Ridge D, Clark L, White P. Guided graded Exercise Self-help for chronic fatigue syndrome: patient experiences and perceptions, Disabil Rehabil, 2018.
5) Galeoto G, Sansoni J, Valenti D, Mollica R, Valente D, Parente M, Servadio A. The effect of physiotherapy on fatigue and physical functioning in chronic fatigue syndrome patients: A systematic review, Clin Ter, 2018.