Başımızı Döndüren Vertigo Kabusumuz Olmasın!

Kelime anlamı ‘dönme’ olan vertigo; baş dönmesi şikayeti ile ortaya çıkan, ileri durumlarda mide bulantısı gibi şikayetlerin de eşlik edebildiği bir semptomlar bütünüdür. En sık görülen nedeni,  vestibüler sistemin yerleştiği iç kulağa bağlıdır. Örnek verecek olursak; BPPV (Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo),  Meniere Hastalığı, Vestibüler Nörinit gibi rahatsızlıklar vertigo belirtisi gösterilebilir.

Vertigo, ataklar şeklinde tekrarlanır ve bireyin yaşam kalitesini çok ciddi şekilde etkiler. Ataklar gerçekleştiği esnada bireyde denge kaybı, boşlukta yürüyormuş hissi, mide bulantısı, baş dönmesi gibi rahatsızlıklar görülür. Bu süreçte kişi hareket etmek istemez ve belli pozisyonlardan kaçınır. Vertigonun şekli ve durumuna göre yere bakma, kafayı çevirme, yan dönme, sırtüstünden yüzüstüne ya da tersine dönme, yürüyen merdivene binme, toplu taşıma kullanma, geri geri yürüme ve yolculuk yapma gibi durumlarda ciddi sıkıntılar yaşayabilir.

Bilinen tedavi yöntemleri kişiye özgü tedavi parametrelerine uygun olarak şekillendirilmiştir. İlaç tedavisi, vestibuler rehabilitasyon, denge ve koordinasyon egzersiz reçetesi, beslenme ve uyku düzeni değişiklikleri başlıca tedavi yöntemleri arasındadır. Örneğin; en sık görülen Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo’nun tedavisi, vertigoya iç kulaktaki hangi bölümün sebep olduğu tespit edildikten sonra bu bölüme uygun manevralar ile yapılır.  Tedavi, alan hakkında uzmanlığı olan fizyoterapist, odyolog, kulak burun boğaz uzmanı tarafından yapılır. Manevralar sonrasında yine fizyoterapist tarafından denge ve koordinasyona yönelik ev egzersiz reçetesi verilerek hasta taburcu edilir.

Vestibuler rehabilitasyon gören kişilerin tedaviye olumlu yanıt verdiğine, atak sıklıklarını azalttıklarına, yaşam kalitesini olumlu yönde değiştirdiğine dair bir çok çalışma mevcuttur. Örneğin; yapılan bir çalışmada denge ve koordinasyon egzersizleri yaptırılan vertigo hastalarının yapmayan gruba göre daha anlamlı iyileşme sağladığı görülmüştür.

Yine başka bir çalışmada bir grup hastaya egzersiz kitapçığı verilmiş, diğer grup hastaya hem egzersiz kitapçığı verilip hem de fizyoterapist tarafından egzersiz yaptırılmış. Fizyoterapistin dahil olduğu grupta daha anlamlı sonuçlar gözlemlenmiştir.

Yine yurt dışında, teknolojik gelişmeler de kullanılarak uzaktan fizyoterapist kontrollü sanal gerçeklik uygulamaları yapılmış ve hem maaliyet hem de hasta açısından avantajlı bir şekilde yine bu tedavilerin mümkün olduğu kanıtlanmıştır.

Vertigonun nedeni ve şekli uzman kontrolünde belirlendikten sonra rehabilitasyon için konuyla ilgili fizyoterapistinizden destek almanız yapacağınız en doğru hareket olacaktır.

Unutmayın; şikayetlerinizin, atak sıklıklarınızın azalması için, bundan sonraki hayatınızda sadece mutluluktan başınızın dönmesi için, daha kaliteli ve sağlıklı bir yaşam için, fizyoterapistiniz burada!

Enes ÇELİK, Fizyoterapist (Fizyoterapistinizle ilgili detaylı bilgi almak için lütfen tıklayınız.)

KAYNAKLAR
  1. Herdman SJ, Clendaniel R. Vestibular rehabilitation Fourth Edition.  Philadelphia, FA Davis Company, 2014.
  2. Herdman SJ, Hall CD, Schubert MC, Das VE, Tusa RJ. Recovery of dynamic visual acuity in bilateral vestibular hypofunction, Archives of Otolaryngology–Head & Neck Surgery, 2007.
  3. Van Vugt VA, Van Der Wouden, Bosmans JE, Smalbrugge M, Van Diest W, Essery R, Maarsingh OR. Guided and unguided internet-based vestibular rehabilitation versus usual care for dizzy adults of 50 years and older: a protocol for a three-armed randomised trial, BMJ open, 2007.
  4. Moreno JLB, Muñoz RC, Balboa IV, Matos YR, Agudelo OLA, Vasudeva A, Curto XM. Effectiveness of the Epley’s maneuver performed in primary care to treat posterior canal benign paroxysmal positional vertigo: study protocol for a randomized controlled trial, Trials, 2014.
  5. Marioni G, Fermo S, Lionello M, Fasanaro E, Giacomelli L, Zanon S, Staffieri A. Vestibular rehabilitation in elderly patients with central vestibular dysfunction: a prospective, randomized pilot study, Age, 2013.
  6. Toupet M, Ferrary E, Bozorg Grayeli A. Effect of repositioning maneuver type and postmaneuver restrictions on vertigo and dizziness in benign positional paroxysmal vertigo, The Scientific World Journal, 2012.
  7. D’Silva LJ, Whitney SL, Santos M, Dai H, Kluding PM. The impact of diabetes on mobility, balance, and recovery after repositioning maneuvers in individuals with benign paroxysmal positional vertigo, Journal of diabetes and its complications, 2017.
  8. Crane BT, Schubert MC. An adaptive vestibular rehabilitation technique, The Laryngoscope, 2018.

 

Diz Ağrılarınızın Sebebi Ya Menisküs Değilse?

“Merdiven inip çıkarken zorlanıyorum; dizimi büküp açarken sürekli ‘küt’ sesi duyuyorum; uzun süre oturamıyorum; çömelirken ve koşarken dizim çok ağrıyor.” ifadeleri size tanıdık geldi mi?

Peki, uzun süreli yolculuk yaparken ya da sinemadaki gibi belli bir süre hareketsiz oturduktan sonra ağrınızın başlamasıyla dizinizi uzatıp çekme, hareket ettirme ihtiyacı duydunuz mu hiç?

İşte tüm bunların nedeni tıp literatüründe “Patellofemoral Ağrı Sendromu” olarak geçen “Sinema Belirtisi” olarak da adlandırılan “ön diz ağrısı” olabilir.

Diz ekleminin kemik yüzeyleri, birbirine kıkırdak yapıdaki menisküslerle ve iç bağlarla bağlanmıştır. Menisküs, dize binen yükün ekleme düzgün ve daha geniş alana yayılarak iletilmesini sağlar, böylece diz ekleminin fazla yükten zarar görmesini önler. Diz kapağı ise dizi darbelerden korur ve uyluğun ön kısmındaki Quadriceps kasının kuvvetini, kaval kemiğine ileterek kasın etkinliğini artırır, böylece diz hareketlerinin daha kolay, zorlanmadan yapılabilmesini sağlar.

Patellofemoral eklem denilen kısım, diz kapağı ve uyluk kemiği arasındaki eklemdir. Normal koşullarda, bu eklemin çevresindeki yapıların dengede olmasıyla ağrısız ve düzgün hareket edebiliriz. Diz kapağı ile uyluk biz hareket ederken farklı derecelerde sürekli birbiriyle temas halindedir. Diz düz pozisyondayken bu iki kemik en az etkileşimdedir. Diz büküldükçe birbirlerine daha fazla temas ederler, bu da ekleme binen yük ile basıncı artırır.

Diz  kapağının, bacak hareketleri sırasında farklı yönlere minik hareketleri vardır. Herhangi bir problemden dolayı diz kapağının fazladan yer değiştirmesi eklemde uyumsuzluk oluşturup, basıncı daha fazla artırabilir, bu da ağrıya yol açabilir.

Son dönemlerde yapılan çalışmalar PFAS’ın sadece diz çevresindeki problemden kaynaklı olmadığını, bu eklemin anormal kalça hareketlerinden de etkilendiğini ortaya koymuştur.

Kalçadaki Problem Nasıl PFAS Oluşturur?

  • Kalçadaki bazı kasların çalışma mekanizmasındaki bozukluk, hareket ederken uygun zamanda devreye girememeleri; kalçayı, dizi ve ayağı domino taşı gibi etkiler.
  • Özellikle bacak üzerine ağırlık verilen durumlarda, merdiven inip çıkarken kalçadaki bu kontrolsüzlük daha da artar.
  • Uyluk ve kaval kemiği arasındaki uyumlu duruş bozulur.
  • Diz içe doğru gidebilir ve X bacak görüntüsü oluşabilir.
  • Diz kapağı da bu durumu tolere etmek için dış yana kayabilir.

PFAS’da ağrı şikayeti dışında, uyluk ve diz kapağının birbirine sürtünmesinden kaynaklanan ses duyulabilir. Diğer diz problemlerinde de görülebilen; boşalma hissi, kilitlenme, şişlik gibi bazı klinik bulgular da olabilir. Özellikle menisküs yırtıkları ile benzer semptomları olduğu için ayrımın bir uzman tarafından yapılması gerekir. Uygun değerlendirme testleri ile bu ayrım kolayca yapılmaktadır.

PFAS tedavi edilmezse zamanla kıkırdakta aşınma meydana gelebilir.

Tedavide, cerrahi yöntemlerden önce fizyoterapi yöntemlerinin uygulanmasının gerekliliği, yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Fizyoterapist tarafından yapılacak ayrıntılı değerlendirmelerle, ağrıya neden olan esas faktör tespit edilir ve kişiye özel tedavi programı oluşturulur. Manuel teknikler, bantlama teknikleri, ayak ve diz ortezleri tedavide destek olarak kullanılabilir.

Tedavide en önemli şey, ihtiyaca yönelik oluşturulan egzersiz programıdır. 6 haftalık kısa dönem egzersiz tedavileri bile olumlu sonuçlar vermektedir. Ancak sadece dize yoğunlaşarak yapılan egzersizler ilk etapta rahatlama sağlasa da problemin tekrar etmesi olasıdır çünkü esas problem çözülmemiştir. Bu yüzden, özellikle bacaktaki uyumlu duruşun yeniden kazanılmasına yönelik fonksiyonel egzersizler yapılmalıdır. Kalça egzersizlerinin ve ayakta gövde kontrolü ile dengeye yönelik yapılan egzersizlerin, PFAS tedavisinde çok etkili olduğu birçok çalışmada gösterilmiştir.

Her şeyden önemlisi, egzersizi doğru öğrenmektir, işi uzmanından öğrenin.

Merak etmeyin fizyoterapistiniz burada!

Saliha Şeyma ÇINAR, Fizyoterapist (Fizyoterapistinizle ilgili detaylı bilgi almak için lütfen tıklayınız.)

KAYNAKÇA:
  1. Barton CJ, Lack S, Malliaras P, Morrissey D. Gluteal muscle activity and patellofemoral pain syndrome: a systematic review, Br J Sports Med. 2013.
  2. Demirci S. Patellofemoral Ağrı Sendromunda Hareketle Mobilizasyon ve Bantlamanın Ağrı, Fonksiyon ve Denge üzerine Kısa Dönem Etkilerinin Karşılaştırılması, Sağlık Bilimleri Enstitüsü  Spor Fizyoterapistliği Programı, Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Hacettepe Üniversitesi, 2014.
  3. Motealleh A, Kordi Yoosefinejad A, Ghoddosi M, Azhdari N, Pirouzi S. Trunk postural control during unstable sitting differs between patients with patellofemoral pain syndrome and healthy people: A cross-sectional study, Knee, 2018.
  4. Fukuda TY, Rossetto FM, Magalhães E, Bryk FF, Lucareli PR, de Almeida Aparecida Carvalho N. Short-term effects of hip abductors and lateral rotators strengthening in females with patellofemoral pain syndrome: a randomized controlled clinical trial,  J Orthop Sports Phys Ther. 2010.