Yaşlanmamak İçin Dışımıza Estetik Müdahale, Peki Ya İçimize?

İnsanlık modern hayata adım attığından bu yana; içimizde hep bir estetik ve genç kalma kaygısı devam ediyor. O kadar ki ölümsüzlüğü bulmak için bile girişimler yapıldı ve hala yapılmaya devam ediliyor. Gelişen teknoloji, beraberinde tıptaki yenilikler sayesinde ve biraz da popüler kültürün etkisi ile daha önce televizyonda rastladığımız, yarı yaşında gösteren kişilere artık gündelik yaşantımızda; işe giderken, sokakta yürürken bile rastlar olduk.

Çok abartılmasından, tek tip botokslu yüz tartışmalarından ziyade biz bugün madalyonun öteki yüzü, halının altına süpürülen kısımlar hakkında konuşacağız. Genç kalmak, genç görünmek çoğu kişinin hayali, üstelik buna 2018’in Türkiye şartlarında belirli ücretler ödeyerek ulaşabiliyoruz. Ufak tefek estetik müdahaleler ya da cilt bakımları, makyajlar… Peki,  dışımızı bu kadar güzelleştirirken içimiz için ne yapıyoruz? Günlük yaşam aktivitelerimizi, nasıl oturup kalkacağımızı, yürüyeceğimizi, koşacağımızı, nasıl ağrısız yaşayacağımızı belirleyen; asıl zindelik ve sağlık halimizden sorumlu olan, kas-iskelet sistemimiz için ne yapıyoruz? Peki ya akciğerlerimiz için? Estetik kaygılar için önceden tedbir alınıp müdahaleler yapılırken fiziksel olarak gençliğimiz için şimdiden tedbir almak, bir fizyoterapist eşliğinde gerek kardiyolojik ve pulmoner, gerekse ortopedik bir egzersiz programı detoksuna girmek, henüz popüler değil.

Toplumun genelinde ‘fiziksel aktivite’ kavramında bir kafa karışıklığı mevcut. Ya hiç fiziksel aktivite yapılmıyor ya da bilinçsizce yapılıyor. Spor salonlarında saatlerimizi harcayıp, sakatlanıp geri dönüyoruz. Bir sağlık sorunumuz varlığında sağlık profesyoneli olmayan spor hocalarına kendimizi emanet ediyoruz. Çoğu zaman da televizyonda görülen hareketleri bedenimize uygunluğunu sorgulamadan uyguluyoruz. Bunun yerine işin eğitimini almış ve sakatlığı olan kişilerle de yasal olarak çalışma hakkına sahip bir meslek grubu olan fizyoterapist eşliğinde derdimize derman arasak?!

İnsan biyomekaniği ve anatomisini incelediğimizde yaşlanma, çoğu zaman dışarıdan gözlenebilen bir durum. Kırışıklıkların artması, derinleşmesi, saçların beyazlaması gibi. İçimizde de yaşlanmanın etkileri ortaya çıkarken bunu da vücudun duruşunun değişmesi, hareketlerin yavaşlaması, eskisi kadar zinde ve aktif olamama, nefes darlığı, günlük işleri yaparken zorlanma şeklinde gözlemleyebiliyoruz.

Yapılan bilimsel çalışmalarda, düzenli uygulanan egzersiz programlarının genel zindelik ve sağlık halinde, pozitif yönde gözle görülür düzeyde değişim sağladığı gösterilmiştir.

  • Örneğin yapılan bir çalışmada bireylere yaptırılan egzersiz programı neticesinde vücut ağırlığı, vücut kitle indeksi, insülin direnci, trigliserid miktarlarında olumlu yönde düzelme görülmüş. Başka bir çalışmada ise anksiyetenin uygulanan egzersiz programı sonrasında azaldığı bulunmuş.
  • Akın akın gidilen ve bu aralar çok revaçta olan pilates egzersiz yaklaşımı ile ilgili yapılan bir klinik çalışmada ise pilates egzersizlerinin bir fizyoterapist eşliğinde uygulandığında ve kardiyopulmoner egzersiz protokolü ile birleştirildiğinde daha olumlu sonuçlar verdiği belirlenmiş.
  • Yine Japonya’da yapılan bir çalışmada fizyoterapistler eşliğinde, ülkede oluşturulan yaşlılık programı kapsamında halka egzersiz eğitimi verildikten sonra daha sağlıklı oldukları gözlemlenmiş.
  • Yaşlanma ile ortaya çıkan, hafızada gerileme ve unutkanlık üzerine yapılan bir çalışmada ise fizyoterapist eşliğinde uygulanan egzersiz programının insanın doğal yaşlanma süreci neticesi ortaya çıkan hafıza problemlerinde iyileşme sağladığı gözlemlenmiş.

Sonuç olarak, dış görüntümüzün güzelliği için bu kadar çabalayıp uğraşırken ve güzel sonuçlar alırken bizi ömrümüzün sonuna kadar çok daha mutlu edecek ve çok daha önemli olan gençlik ve zindelik hali için, sağlıklı yaşlanma için, daima dinç ve dinamik kalmak için bir fizyoterapist rehberliğinde egzersiz programı sürdürmek en etkili yol.

Unutmayın fizyoterapistiniz burada!

R.Enes ÇELİK, Fizyoterapist (Fizyoterapistinizle ilgili detaylı bilgi almak için lütfen tıklayınız.)

 

KAYNAKLAR
  1. de Alvarenga G. M., Charkovski S. A., dos Santos L. K., da Silva M. A. B., Tomaz G. O. & Gamba H. R. (2018). The influence of inspiratory muscle training combined with the Pilates method on lung function in elderly women: A randomized controlled trial. Clinics, 73.
  2. Watanabe Y., Yamada Y., Yokoyama K., Yoshida T., Yoshinaka Y., Yoshimoto M., … & Ishikawa-Takata K. (2018). Comprehensive geriatric intervention program with and without weekly class-style exercise: research protocol of a cluster randomized controlled trial in Kyoto-Kameoka Study. Clinical interventions in aging, 13, 1019.
  3. Gajewski P. D., & Falkenstein M. (2018). ERP and Behavioral Effects of Physical and Cognitive Training on Working Memory in Aging: A Randomized Controlled Study. Neural plasticity, 2018.
  4. Albracht-Schulte K., & Robert-McComb J. (2018). The effects of yoga and quiet rest on subjective levels of anxiety and physiological correlates: a 2-way crossover randomized trial. BMC complementary and alternative medicine, 18(1), 280.
  5. Oh M., Kim, S. An, K. Y., Min J., Yang H. I., Lee J., … & Jeon J. Y. (2018). Effects of alternate day calorie restriction and exercise on cardio-metabolic risk factors in overweight and obese adults: an exploratory randomized controlled study. BMC public health, 18(1), 1124.

Günümüzde Fizyoterapi: Sorgulayın, talep edin, değiştirin !

“Fizik Tedavi”:

(TDK sözlüğü) (1) Hastalıkları su, ışık, hava, elektrik vb. fiziksel ve mekanik yöntemlerle tedavi etme, fizyoterapi.

(Toplum sözlüğü) (1) Her sene ilkbahar-yaz mevsimine denk getirmeye çalışılarak, çarpan rüzgardan veya vuran soğuktan uzak durarak, omurga ve çevresindeki yapıların kurtarılabildiği tedavi biçimi.

(2) 2008’de ünlü komedyen Cem Yılmaz tarafından “Fıtık, kaynımda da var… Hah işte, çekiyo.. Fıtık.. O işte o… ” cümlesiyle dillere pelesenk olmuş, (diskler kaymadığı halde) “disk kayması” olarak bilinen durum dışında kullanılabilirliği bilinmeyen tedavi şekli.

(3) Günümüzde, vücut farkındalığı ve hareket sistemi için emek vermekten kaçınanlara, şipşak ve mucizevi şekilde ağrı kestiği ticari olarak lanse edilen ve kütletme/çıtlatmadan ibaret olduğu sanılan tedavi şekli.

Bütün bunlar bildiğimiz, bugüne kadar bize öğretilen… Belki geçmişe ve o günün ihtiyacına göre doğru kabul edilen, fakat yeni bulgular ışığında güncellenmesi gereken tanımlar, tabirler…

Fizyoterapistler sözlüğünde “fizyoterapi”, bizim rehberliğimizde çıktığınız şifa yolculuğudur.

Hiçbiri tek başına “asıl tedavi” olarak nitelendirilemeyen yöntemler harmanıdır. Manuel terapi, çeşitli egzersiz metodları (yoga, pilates, denge egzersizleri), fonksiyonel bantlama, vücut farkındalığı, nefes, duyu bütünleme, elektroterapi vs… gibi her yöntemden bir parça; ancak kişiye özel nokta atışı yapılandır. Yaptığımız bilimsel ölçümler ve ortak hedeflerimiz doğrultusunda, seçilen yöntemlerin, vücudunuzun ihtiyacına göre uyarlanabilmesidir.

Peki biz, iyilik haline ulaşabilmek için, fizyoterapi hizmeti sunanlardan neler talep edebiliriz?

  • Güncel bilimsel yaklaşımları takip eden kurumlardan hizmet alabilir, bu hizmeti daha önce almış kimseler varsa işe yararlığını sorgulayabiliriz.

Çok eskiden beri; hangi hastalık için hangi yöntemin daha uygun olduğu, bilimsel deneyler ve sorgulamalarla test edilir. Fizyoterapistler, bu sonuçlara internet aracılığı ile hızlıca erişebiliyorlar artık. Örneğin; kronik bel ağrılı hastalar için, son yıllara kadar elektroterapi gibi pasif yöntemler sıklıkla kullanılırdı. Ancak, 2017 yılında yapılmış kapsamlı bir çalışma ile; yoga, tai-chi, mindful nefes teknikleri, bilişsel davranışsal terapi gibi zihin-beden birlikteliği içeren yöntemlerin, bu tip hastalar için daha etkili olduğu bulundu (1). Bu sonuca göre; “Kronik bel ağrısında, 2017 yılından itibaren zihin-beden birlikteliği içeren yöntemler kullanılması uygundur.” denilebilir. Bu, diğer yöntemlerin etkisiz olduğu anlamına gelmez. Günümüze özgü en iyi yöntemin bulunduğu ve geçmişe göre daha hızlı veya etkili iyileşeceğiniz anlamına gelir.

 

  • İyileşme durumunuzun belirli aralıklarla sorgulandığı ve ölçüldüğü kurumları tercih edebilirsiniz.

Biz fizyoterapistler, programın belirli aşamalarında değerlendirmeler yaparız. Bu değerlendirmeler, sözel ve fiziksel ölçümleri içerir ve durumunuzla ilgili bilgi verir. Birlikte hedeflediğimiz sonuca ulaşabilmek için, güvenli adımlar atmamızı sağlar.

  • Tek bir yöntemin mucizevi olduğuna inanmak, çoğunlukla yanıltıcıdır.

Mesela; ağrıya çözüm olarak gösterilen pilates egzersizlerinin, hangi hastalıklarda kullanılmasının uygun olup olmadığı henüz kanıtlanmamıştır (2). Bu nedenle “Pilates her ağrıya iyi gelir.” diyemeyiz. Bunu söyleyebilmemiz için, öncelikle pilatesin ağrılı her hastalıkta denenmesi ve etkisinin görülmesi gereklidir. Özelleşmemiş, tek tip uygulamaların; her kişi ve her problem üzerinde iyi bir etki sağlayacağı düşüncesi çoğunlukla ütopiktir. Dolayısı ile “X tedavi her ağrıya iyi gelir” olarak gösterilen tedavi yöntemlerine şüpheyle yaklaşınız.

  • Hangi fizyoterapi programı olursa olsun, iyileştirici etkiyi tamamlayan vazgeçilmez parça “egzersiz”dir.

İyi bir fizyoterapi planı “egzersiz” olmadan olmaz. Yani, fizyoterapi planınıza er ya da geç egzersiz eklenmelidir. Egzersiz size, hareket sisteminize ait herhangi bir yaralanmayı veya bozulmuş bir mekanizmayı tamir etme şansı sunar. Diğer yöntemler, iyileşmeyi hızlandırarak, sizi egzersize hazırlar. Egzersizin diğer yöntemlere olan üstünlüğüne dair kuvvetli kanıtlar vardır. 2018 yılına ait ve bel ağrısı çeken hastalarda yapılan bir derleme çalışmasında, egzersizin diğer pasif fizyoterapi yöntemlerine olan üstünlüğü çok açıktır (3). Unutmayın ki hareket sistemine dair yaşadığınız birçok problem, hareketsiz kalmak veya kapasitenizi zorlamaktan kaynaklanır. Dolayısı ile fizyoterapist rehberliğinde başlanan egzersiz programları; size vücudunuzu keşfetmeyi, iş kapasitenize uygun dayanıklılığa ulaşmayı ve zorlanmadan hareket etmeyi öğretir. Ayrıca zihin ve beden dinginliği kazandırarak, ağrılı durumlardan kolayca kurtulmanıza yardımcı olur.

 

  • Fizyoterapi; size rehber olduğumuzda güvenle ilerlediğiniz, sizi özgürce hareket etmeye teşvik eden bir şifa yolculuğudur.

Öncelikle, sizi durmaya değil hareket etmeye teşvik eden bir fizyoterapi programı idealdir. Örneğin; amaçlanan bir egzersizi sırtüstü yattığınızda yapamıyorsanız, “sırtüstü yatamamak” vazgeçme nedeni olmamalıdır. Aynı amaca uygun olarak, daha rahat yatabildiğiniz, hatta belki de ayaktaki pozisyonlarda da egzersizler yapabilirsiniz. Fizyoterapistler egzersizlerin farklı pozisyonlara ve koşullara uyarlanmasının eğitimini alırlar.

Ek olarak, empati kurabileceğiniz ve aynı hedefe birlikte yürüyebileceğiniz bir meslektaşımla çalışmak, terapiye olan uyumunuzu arttıracak ve iyileşme sürecinizi hızlandıracaktır.

Artık, fizyoterapiye dair neyi sorgulamamız gerektiğini bildiğimize göre… Şimdi en yakın rehbere ulaşmanın tam zamanı…

Şanslısınız, çünkü fizyoterapistiniz burada!!

Seda TÜRKYILMAZ, Fizyoterapist (Fizyoterapistinizle ilgili detaylı bilgi almak için lütfen tıklayınız.)

KAYNAKLAR
1.    Chou R, Deyo R, Friedly J, Skelly A, Hashimoto R, Weimer M, et al. Nonpharmacologic therapies for low back pain: a systematic review for an American College of Physicians clinical practice guideline. Annals of internal medicine. 2017;166(7):493-505.
2.    Byrnes K, Wu P-J, Whillier S. Is Pilates an effective rehabilitation tool? A systematic review. Journal of bodywork and movement therapies. 2018;22(1):192-202.
3.    Maher C, Underwood M, Buchbinder R. Non-specific low back pain. The Lancet. 2017;389(10070):736-47.