İnşallah Fıtıktır !!?!

Sabah, kalçasında ve kasığında ağrı şikayeti ile randevu alan hastamı beklerken aklımdan geçen buydu: ”İnşallah fıtıktır.”

 

Sonra, aklıma insanlara ağrılarının fıtıktan kaynaklandığını söylerken, ne kadar zorlandığım geldi. Söze nasıl dikkatli girdiğim, genelde şöyle başlıyorum “Lütfen korkmayın!… Ağrınız fıtıktan kaynaklanıyor. Ama bu, başınıza gelebilecek en iyi şey çünkü sebebi biliyoruz ve tedavisi çok kolay.” Neden insanlara “Fıtığınız var.” dendiğinde yaşadıkları korku, kaygı, bıkkınlık, çökkünlük çok büyük oluyor?

 

Fıtıkla ilgili bir sürü yanlış bilgi, o kadar uzun zamandır kabul görüyor ki “Bir kere yakalandın mı kurtulamazsın.”, “Ameliyat olman şart.”, “En ufak harekette fıtık pörtleyecek.” vs. İnanç sistemimizde fıtık, korkunç bir canavar olarak kodlanmış durumda. Bu da insanların, fıtık olduklarını duyduklarında sanki kanser oldukları söylenmiş gibi büyük tepki göstermelerine sebep oluyor.

 

Gerçek ise tam tersi. Ağrınız olduğunda bunun fıtıktan kaynaklanması başınıza gelebilecek en iyi şey. Yani fizyoterapist olarak, yeni bir hastayı beklerken “Allahım inşallah fıtıktır!” diye dua edeceğim kadar iyi bir senaryo.

 

Çünkü öncelikle MR görüntüsüne ihtiyaç yok. Fıtık olup olmadığını iki tane, çok basit klinik test ile tespit etmek mümkün. Ağrının fıtıktan kaynaklandığından emin olduktan sonra tedavisi çok kolay, hızlı ve kesin. Tabii yanınızda ne yaptığını bilen biri varsa.

 

Bir kere eski inanışın aksine artık biliyoruz ki fıtık, doğru tedavi yaklaşımıyla %100 iyileşebiliyor. Ameliyat ya da iğne gibi uygulamalardan bahsetmiyorum. Tamamen egzersizle.  Spor salonuna gittiğinizde yaptığınız türde egzersizler, pilates ya da yogadan bahsetmiyorum. Fizyoterapide terapötik egzersiz dediğimiz, her kişinin şikayetine ve değerlendirme sonucuna göre özel olarak verilen, tedavi edici egzersizler mevcut.

Fıtık tedavisi için de kullandığımız terapötik egzersizler var. Bu egzersizler, fizyoterapist gözetiminde sistematik olarak uygulandığında, bir ay gibi kısa bir sürede tüm şikayetlerden kurtulmak mümkün.

Neden bu kadar kolay olduğunu, size anatomi ve fizik bilgilerine dayanarak anlaşılır bir dille anlatmam yeterli. Fıtıklaşmalar; omurların üzerinde yük dağılımının, günlük yaşamınızın büyük kısmında eşit olmamasından kaynaklanır. Kaykılarak oturmak, karnı içeri çekme alışkanlığı, kalça yerine belden hareket etme alışkanlığı gibi omurganın öne bükülü olarak geçirdiği süre uzadıkça omurların ön tarafında artan yük, diski sinirlere doğru iten bir mekanik oluşturur. Yani beliniz yuvarlak olarak geçirdiğiniz süreyle doğru orantılı olarak fıtık geliştirme ihtimaliniz artar. Ancak şunun altını çizmek gerekir ki fıtık geliştirmeniz kesinlikle ağrı yaşayacağınız anlamına gelmiyor, zira yaş ortalamalarına göre MR görüntüsünde fıtık olup hiçbir şikayeti olmayan insanların yüzdelerine şuradan bakabilirsiniz. Burada, fıtığın iyileşmesini sağlayan ve tekrarlamasını önleyen anahtar nokta, postür ve hareket eğitimidir. Yani fizyoterapist, günlük hayatınızda kullandığınız pozisyonları ve hareket alışkanlıklarınızı analiz eder ve en başta fıtık geliştirmenize sebep olan yatma, oturma, ayakta durma pozisyonları ile hareketlerinizi düzeltici önerilerde bulunur. Bundan sonra sizin bunları fark edip değiştirme hızınızla doğru orantılı olarak iyileşme süreci devam eder.  Çalışmalar, 3 – 6 ayda, MR görüntüsünde özellikle büyük fıtıkların neredeyse tamamen geri çekilebildiğini gösteriyor.

 

Yani fıtığınız varsa korkmayın, fizyoterapistiniz burada.

 

Zeynep Seyran, Fizyoterapist (Fizyoterapistinizle ilgili detaylı bilgi almak için lütfen tıklayınız.)

 

KAYNAKLAR
  1. Brinjikji W, Luetmer PH, Comstock B, et al. Systematic Literature Review of Imaging Features of Spinal Degeneration in Asymptomatic Populations.AJNR Am J Neuroradiol. 2015 Apr;36(4):811–6.
  2. Zhong M, Liu JT, Jiang H, et alIncidence of Spontaneous Resorption of Lumbar Disc Herniation: A Meta-Analysis.Pain Physician. 2017;20(1):E45–E52.
  3. Chiu CC, Chuang TY, Chang KH, et alThe probability of spontaneous regression of lumbar herniated disc: a systematic review.Clin Rehabil. 2015 Feb;29(2):184–95.

 

 

Ayağımda Kemik Çıkıntısı Var İyileşir mi?

Ayak başparmağının kenarından büyüyen kemik çıkıntısı ”halluks valgus” nedir?

Ayak başparmağınızda oluşan kemik çıkıntısı ”halluks valgus” olarak adlandırılır; başparmağın içeri doğru eğilmesi demektir. Ayak başparmak ekleminin etrafında oluşan şişliğe ise bunyon adı verilir.

Ayağımdaki kemik neden büyüyor?

Halluks valgusun nedeni tam olarak anlaşılamamakla birlikte sivri burunlu, yüksek topuklu ayakkabılar, kovboy çizmeleri başlıca sorumlu tutulanlardır. Kadınlarda daha sık görülmesinin, hem  topuklu ayakkabı tercihlerinden hem de  bağlarındaki yapısal gevşeklikten kaynaklandığı düşünülmektedir. Ayakkabı gibi mekanik etkenler dışında romatoid artrit (iltihaplı eklem romatizması), inme ve yaşlılık gibi nedenlerden kaynaklanan mekanik etkenlere bağlı  olarak da görülebilmektedir. Ayrıca, genetik yatkınlık faktörü de halluks valgus için söz konusudur. Ailesinde halluks valgus olanlarda bu durumun görülme olasılığı, olmayanlara göre çok daha yüksektir.

Bütün bunların dışında sorunun kaynağı ayak olmayabilir. Vücudumuzun herhangi bir bölgesinde oluşan bir problemin kaynağı sıklıkla o bölge değildir. Kaslardaki dengesizliğe bağlı olarak, ileum (leğen kemiği) pozisyonunun bozulması, ayaktaki halluks valgusa kaynak oluşturabilir. Leğen kemiği pozisyonunun değişmesi ise nöromuskuler kontrol dediğimiz, duyusal girdilere karşı kas aktivite mekanizmasının bozulmasına sebep olur. Oluşan bu dengesizlik; bir zincir şeklinde diz, ayak bileği ve ayağın pozisyonunu etkiler . Böylece gelişebilecek düztaban ise halluks valgus gelişmesine sebep olabilir.

Sorunun ana kaynağını tespit etmek için yapılması gereken en önemli şey ayrıntılı bir değerlendirmedir.

Değerlendirme nasıl yapılır?

Hastanın şikayetleri, semptomları ve fizik muayene bulguları değerlendirilir. Fizyoterapist tarafından yapılan değerlendirme, hastanın yürüyüşünün gözlenmesi ile başlar. Daha sonra, mutlaka detaylı postür değerlendirmesi ve ayak analizi yapılarak, vücut bir bütün olarak ele alınır. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi problem birçok yerden kaynaklanabilmektedir. Gerçek sebebi bulup çözemezsek doğru bir tedavi programı oluşturamayız.

Yapılan değerlendirmeler neticesinde uygun tedavi programı belirlenir.

Kemik çıkıntım düzelir mi?

Tedavi basamak basamak ilerler.

Tedavi yöntemine karar verirken hastanın temel şikâyeti, mesleği, hobileri ve sosyal aktiviteleri göz önünde bulundurulmalıdır. Öncelikle konservatif (cerrahi dışı) tedavi yöntemleri denenmelidir. Bu yöntemler semptomları gidermeye, ağrıyı azaltmaya ve deformitenin ilerlemesini önlemeye yöneliktir.

  • Tedavide ilk basamak, doğru ayakkabı seçimidir.

Halluks valgusun konservatif tedavisi, oluşan çıkıntı üzerindeki basıncı azaltmak için yeterli büyüklükte bir ayakkabı seçimi ile başlar. Parmakların rahat hareket etmesini sağlayan, geniş burunlu ve tercihen yumuşak tabanlı, yumuşak bir deri ayakkabı şikayetleri önemli ölçüde azaltacaktır. Basınç noktalarının giderilmesi ve germe uygulanması gibi ayakkabı modifikasyonları da faydalı olabilir.

  • İkinci basamak fizyoterapidir.

Semptomların azaltılması, deformitenin düzelmesi veya kontrol altına alınması için fizyoterapistiniz tarafından uygulanan germe ve mobilizasyon egzersizleri, bantlama teknikleri kullanılabilir. En etkin tedavi  egzersizdir ve mutlaka yürüyüş eğitimini de içermelidir.

  • Üçüncü basamakta çeşitli ortotik yaklaşımlar bulunmaktadır.

Parmak arası makara, halluks valgus gece ateli, halluks valgus gündüz ateli, bunion yastığı gibi destekler kullanılabilir.

Halluks valgus tedavisinde üç farklı konservatif yaklaşımın karşılaştırmalı olarak etkinliğini araştırmak için bir çalışma yapılmıştır. Birinci gruba parmak makarası, ikincisine geceleri giyilecek halluks valgus ateli ve üçüncü gruba mobilizasyon (eklemler arası hareketlendirme) egzersizleri verilmiştir. 3 aylık bir uygulama sonrası karşılaştırma yapıldığında, parmak arası makara kullanımının ağrı ve deformite şiddetinin azalmasında etkisiz kaldığı; gece ateli ile ağrının bir miktar azaldığı ancak deformite şiddetinin azalmadığı sadece derecesinin korunduğu görülmüştür. Egzersiz uygulayan grupta ise ağrı ve deformite şiddetinde anlamlı azalma sağlanmıştır.

Yukarı da bahsettiğimiz gibi tedavide kullanılan diğer bir yöntemde fizyoterapistiniz tarafından yapılan bantlamadır. Bantlama etkinliği üzerine yapılan bir çalışmada ise halluks valguslu hastalarda 10 günlük bantlama uygulamasından sonra ağrı ve eklem dizilimi iyileşmiştir.

Sonuç olarak yapılan çalışmalarda da gösterildiği üzere en etkin tedavi yöntemi EGZERSİZDİR. Bunun için lütfen bir fizyoterapiste danışın!

Şanslısınız, fizyoterapistiniz burada!

Büşra Postallı YÖRÜK, Fizyoterapist (Fizyoterapistinizle ilgili detaylı bilgi almak için lütfen tıklayınız.)

Kaynakça
1- İbrahim Sungur, Cemal Kural, Murat Yılmaz, Haldun Ertürk, Halluks Valgus, Med Bull Haseki 2006;44(2):0-0
2- Karabicak GO, Bek N, Tiftikçi U, Halluks Valgusunun Konservatif Tedavisinde Kinesiotaping’in Ağrı ve Eklem Hizalaması Üzerine Kısa Dönem Etkileri. J Manipulative Physiol Ther. 2015 Oct;38(8):564-71
3- Bek N, Kürklü B., Comparison Of Different Conservative Treatment Approaches In Patients With Hallux Valgus. Joint Dis Rel Surg 2002; 13(2):90-93
4- Kamila Mortka, Msc1 and Przemysław Lisiński, MD, PhD, Hallux valgus—a case for a physiotherapist or only for a surgeon? Literature review, J Phys Ther Sci. 2015 Oct; 27(10): 3303–3307.