YAZI DİZİSİ: İnme Rehabilitasyonu Bir Kuvvetlenme Programı Değildir..! -2

Spastisite, beynin kortikal seviyesinde meydana gelen problemler dolayısıyla açığa çıkar, bu kasılma türünün azaltılmasına spastisite yönetimi denir. Yönetim, bir şeyi idare etmek ve eğitmek anlamında kullanılan bir sözcüktür. Spastisite yönetiminde; PNF-Bobath-Johnston gibi fizyoterapi teknikleri, pozisyonlayıcı ortezler, buz uygulamaları vb. uygulamalar kullanılarak spastik vücut parçasının farkındalık düzeyi, yanlış hareket diziliminin düzeltilmesi hedeflenir.

Standart bir tedavisi olmayan bu durum kişisel olarak ele alınır ve her hastada farklı değerlendirilir. Ruh halinden, tırnak batmasına birçok etken spastisite şiddetinde etkilidir. Örneğin, aşırı depresif bir hastada yapılan fizyoterapi uygulamalarına destek olmak üzere psikiyatrik yardım ve önlemler alınmalıdır.  İdrar yolu ve mesane problemleri vb. hastayı fiziksel strese sokan farklı problemler varsa kişi hekime yönlendirilerek bu problemlerin çözümlerinin aranması da spastisite yönetiminin önemli ayaklarındandır. 

Ayna terapileri, elektrik stimulasyonları, vücut farkındalığı üzerine uygulanabilecek pek çok yöntem bu kasılmaların kontrol edilmesi için kullanılabilir. Bu durumdaki bir uzuv için hedef Ne olursa olsun hareket et değil! En düzgün hareketi yapabileceğin en iyi seviyede yap! olmalıdır. 

Mehmet kolunu kaldırmaya çalıştığında kolu bükülüyor, açmaya zorladığında ise bükülme miktarı artıyor bir türlü dirseğini dümdüz yapamıyordu. Fizyoterapisti, kolunu açmaya çalışmasını, açılma miktarının sınırlarına geldiğinde ve artık zorlayınca ters yönde bükülme başladığında ise kolu ile inatlaşmadan gevşetmeye çalışmasını söyledi. Bu çalışma şeklinde fizyoterapistin amacı istemli dirsek açma açısını artırmaya çalışırken spastik kasa gevşemeyi öğretmektir, böylelikle dirsek kullanımının düzeltilmesi amaçlanır.

Mehmet artık ayağa kalmıştı, ancak bir türlü iki ayağına eşit ağırlık veremiyor nedense sağ tarafına tam yüklenemiyordu. Fizyoterapisti bunun taban duyusundaki anormalliklerden olabileceğini düşündü, ayrıca ayakta iken vücut imajı da tam olarak yerleşmemişti. Taban duyusunu geliştirici eğitimler, ayakta ağırlık aktarma çalışmaları, ayna karşısında postür eğitimleri ile bu problemin de üstesinden gelmeyi başardılar. 

Artık ayağa kalkmış bir süre bastonla yürüdükten sonra biraz aksayarak da olsa desteksiz yürüyebiliyor, kolunu daha iyi kontrol edebiliyordu. Bu arada hafiften bozulan konuşması da aldığı konuşma terapileri ve yaptığı çalışmalar sayesinde düzelmişti. Önceki seanslarda, akıcı konuşması için sesli şarkı söylemesini, okuma ve harf çalışmalarını ihmal etmemesini söyleyen fizyoterapisti bu kez daha zorlu görevler vermeye devam ediyordu. 

Mehmet, başlarda yürürken baston kullanımı ustalıkla yapabiliyordu. Baston kullanmayı bıraktıktan sonra ise yürürken konuşabilmek gibi fonksiyonları, dengeli şekilde yerine getirebiliyordu. Tüm bunları, rehabilitasyon sürecinin tamamında verilen bilişsel rehabilitasyona borçluydu.

Bilişsel rehabilitasyon, kişilerin bilişsel seviyelerini, yitirdikleri bilişsel yeteneklerini düzeltmeyi ve daha üst seviyelere çıkartmayı amaçlayan yöntemler bütünüdür. Bilişsel yeteneklerle fiziksel performans birbiri ile ilişkilidir. Bilişsel işlevler; aritmetik, problem çözme, hafıza, görsel-işitsel algı gibi becerilerdir. Bir olay karşısında doğru cevabı veya tepkiyi uygun şekilde ve zamanda verebilmek için bilişsel işlevlerimizin düzgün olması gerekir. İnme geçiren insanların bir çoğunda bilişsel problemlerde görülür.

Bilişsel işlevlerini; örneğin hesaplama işini zorlanmadan yapan biri, yürürken aynı zamanda para hesabı yapabilir veya arkadaşı ile sohbet edebilir. Eğer hesaplamakta zorlanıyorsa yürüyüşü de bozulacaktır. Buna ikili aktivite yeteneği denir. 

Lee ve ark.’ları 2015 yılında motor etkilenimi olan kronik inme hastalarında fiziksel iyileşme, yürüme hızı ve yürüme becerisi ile iki aktiviteyi eş zamanlı yapabilme yeteneği arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yaptıkları çalışmada katılımcılara yürüyüş esnasında benzer bilişsel görevler vererek test etmişlerdir. Sonuçta yürüme problemi olan inme hastalarındaki fonksiyonelliğin ikili görev becerisi ile ilişkili olduğunu saptamışlardır. Ayrıca çalışmalarında yürüyüş esnasında fiziksel ek görevden ziyade bilişsel ek görevin yürüme hızını daha fazla etkilediğini söylemektedirler. 

Yürürken su bardağı taşımak, fiziksel ek görev için; yürürken sayı saymak ise bilişsel ikili görev için örnek olarak verilebilir. Eğer kişinin sayı sayma yeteneği iyi değilse bu, onun yürürken yavaşlamasına hatta dengesinin kaybolmasına neden olacaktır.

Birçok terapi evresinden geçen Mehmet artık işine dönmüş, daha az stresli ve daha sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemişti. Rehabilitasyonun denildiği gibi SADECE bir KUVVETLENDİRME programı değil ÇOK BOYUTLU bir eğitim programı olduğunu anlamış ve ancak işini iyi bilen fizyoterapistlerce yapılabileceğini yaşayarak öğrenmişti.

İnme rehabilitasyonu kişinin fiziksel, bilişsel, ruhsal, medikal bakımlardan değerlendirilmesi, tüm bu değerlendirme sonuçlarına göre kişiye özgü terapi stratejilerinin oluşturulmasıdır.

Merak etmeyin, fizyoterapistiniz yanınızda!

Volkan YÜZLÜ, Fizyoterapist (Fizyoterapistinizle ilgili detaylı bilgi almak için lütfen tıklayınız.)

Bu yazı dizisinin birinci bölümünü okumak için lütfen buraya tıklayın.

KAYNAKLAR
  1. Lee KB, Kim JH and Lee KS. The relationship between motor recovery and gait velocity during dual tasks in patients with chronic stroke,  J Phys Ther Sci, 2015.
  2. Management of patients with stroke: Rehabilitation, prevention and management of complications, and discharge planning A national clinical guideline, Scottish Intercollegiate Guidelines Network, 2010.

 

YAZI DİZİSİ: İnme Rehabilitasyonu Bir Kuvvetlenme Programı Değildir..! -1

Sıcak bir yaz akşamıydı, son günlerde iş stresinden bunalan Mehmet o gün, kolesterol ve tansiyon problemlerini göz ardı ederek yediği, kaçamak tadında bir miktar yağlı ve tuzlu akşam yemeği menüsü ile damağını şenlendirirken, dost sohbetleri eşliğinde keyifli bir akşam geçirdi.  62. yaşına veda ettiği bu güzel akşamın sonrasında yeni gündeki işleri düşünerek yatağına uzandı, yorulmuş bedeni düşünceler arasında uykuya daldı, güzel akşam sonrasındaki gecenin ortasında birdenbire keskin bir baş ağrısı ile irkildi! Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu, ayağa kalkıp kendine gelmek ve yüzünü yıkamak istedi fakat kısa bir süre içerisinde bacağındaki güç kaybı nedeni ile dengesi bozuldu ve yürüyemediğini fark etti! O anda yardım çağırmak, bağırmak ve telefonuna ulaşmak istedi ancak konuşamıyordu! Sokaktan gelen sesler her seferinde daha boğuklaşıyor, gece lambasının aydınlattığı oda giderek bulanıklaşıyordu, bulanıklaştıkça okuyamıyor, bir yerlere uzanmaya çalıştığında ise kolu kalkmıyordu. Adeta bir fanusun içerisindeymiş gibi debelenirken oracıkta bayıldı. Gözlerini açtığında yoğun bakım ünitesindeydi. Beyninin sol yarısındaki bir damarda meydana gelen kanama sonrası vücudunun sağ tarafı felç olmuştu. Hastalığının adı inme idi. Doktorları, bir süre gerekli medikal tedavileri uyguladıktan sonra durumunun istikrarlı bir şekilde normal sınırları koruduğunu, artık güçsüz olan bölgelerini güçlendirmesi için egzersiz tedavisine başlaması gerektiği söylediler.

Aslında egzersiz tedavisi diye kast edilen şey Nörolojik Rehabilitasyondur

Rehabilitasyon; kişilerin bağımsızlık kapasitelerini artırmayı, engelliklerini iyileştirmeyi, günlük yaşamda özgür hale gelmelerini amaçlayan fizyoterapi yöntemlerinin tamamıdır. 

Mehmet çeşitli muayeneler ve kontroller sonrası fizyoterapisti ile tanıştı. Fizyoterapisti ona önlerindeki yolun uzunluğunu, bu yolda kendisinin hem yoldaşı hem de danışmanı olacağını anlattı. 

İlk seans; 

Egzersizlere başlanmıştı, ancak Mehmet “ne kolum ne de bacağım hareket ediyor! Nasıl olacak.?” “Hareketleri ben yapmayacaksam, fizyoterapistimin kolumu veya bacağımı kaldırmasının bir faydası olacak mı?” sorularını aklından çıkaramıyordu.

Gerçekten de kolunu fizyoterapisti kaldırıyor ama o hiçbir destek veremiyordu. Ancak fizyoterapisti her bir harekette “haydi sen de yapmaya çalış” diye komut vermeyi ihmal etmiyordu. Bu çalışma şeklinin asıl amacı aslında beynin postür (duruş) ile ilgili duyusal bölümünü uyarmaktır. Hastanın koluyla ilgili pozisyon, hareket hissi gibi girdilerin beyinde işlenmesini, geçirdiği kanama dolayısıyla bozulan vücut imajını yeniden organize etmeye çalışarak farkında olmadığı vücut parçalarını fark etmesini sağlamaktır. Kolumuzun ya da bacağımızın üzerine yattığımızda uyuşunca, kendine gelmesi için salladığımızda olduğu gibi. Kişi katılamasa da hareketi algılayan reseptörler beyinde yeniden o bölgeyle ilgili alanların uyanmasını sağlar.

Seanslar, günler, haftalar geçip kol ve bacağında ufak kıpırdanmalar fark ediyor; hem motive oluyor, hem seviniyor, hem de sabırsızlıkla eski günlere dönmek için çabalıyordu. Fizyoterapisti fiziksel iyileşmeyi evrelere ayırmıştı, bunlara normal motor gelişim evreleri diyoruz. Kabaca önce yatakta dönme hareketini, sonra oturma ve emekleme fonksiyonunu, sonrasında ayakta durma ve yürüme fonksiyonlarını sırası ile gerçekleştireceğini, iyi bir oturma yeteneği olmadan düzgün yürüyüşün mümkün olamayacağını anlatıyordu.

Motor gelişim evreleri bir bebeğin büyürken geçtiği normal aşamalarıdır. Bebekler önce başlarını düz tutmayı sonrasında ise sırası ile dönme, oturma, emekleme, ayakta durma ve nihayetinde yürümeyi öğrenirler. Dönmeden veya oturmadan yürüyen bebek yoktur! Bu sıralama inme hastaları içinde geçerlidir. Tüm bu evreleri başarı ile tamamlayan hasta yürümeyi öğrenir ve hayata döner.

Seanslar, seansları izledi;

Artık yatak içerisinde dönebiliyor ve dengeli şekilde oturabiliyordu. Tüm bu kazanımları ancak doğru bir fizyoterapi yaklaşımı ile elde ettiğinin farkındaydı. Ancak bir sorun vardı! Elinde, kolunda ve bacağında istemsiz bazı kasılmaları oluşmaya başlamıştı. Özellikle eforlu (zor) veya hızlı hareketlerde açığa çıkan bu kasılma; spastisitedir. 

Yazının devamı için lütfen takipte kalınız…

Volkan YÜZLÜ, Fizyoterapist (Fizyoterapistinizle ilgili detaylı bilgi almak için lütfen tıklayınız.)

Bu yazı dizisinin ikinci bölümünü okumak için lütfen buraya tıklayın.