Neden Fizyoterapide Yoga Kullanalım?

Fizyoterapist olarak, meslek hayatım boyunca her türlü bedensel aktiviteye büyük ilgi duydum. Bunlardan biri de hayata hareket katmanın güzel yollarından biri olan yoga. Bu yazıda, yoga ile ilgili biraz genel bilgi verdikten sonra merak edilenlere ve sık sorulanlara değineceğim.

Yoga nedir?

Hindistan kökenli bir “egzersizler”disiplinidir ve Sanskrit dilinde, birlik, bir olmak, bir araya getirmek anlamlarına gelir.

Yoga uygulamaları, bir gülün yaprakları gibi hem birbirinden ayrı hem birbiriyle iç içedir. Katmanlar önümüzde açıldıkça derinleşiriz. Nefes, beden, akıl ve duygu kontrolüne yönelik farklı uygulamalar; sağlığın devamı ve iç huzuru için yapılır. Bu haliyle insanın sadece bedensel olarak değil akıl durumu ve tavır olarak da değişmesine vesile olan bir sistemdir.

Sağlığımızla ilgili bir sorun yaşadığımızda aklı sakin tutmak ne kadar zor olur hepimiz biliriz; endişelerle dolu türlü düşünceler geçer aklımızdan. Güzelim enerjimizi bunlara harcarız. Bunun tam tersi de mümkün, akıl çok hareketliyse (endişe içindeyse, odaklanamıyorsa vs.) vücudumuz da bu durumdan etkilenebilir. Yogada öncelikli hedef; nefesi, bedeni, aklı ve duyguları bir araya getirmektir. Ne demek bu? Örneğin; aklın yap dediğini beden yapmıyorsa; akıl “düzenli yürüyüş yapayım” diye karar alır ama beden atalet içinde kalmaya devam ederse “akıl ve beden birliği yoktur” diyebiliriz. Yoga tekniklerinin düzenli uygulanması kademeli olarak bu etkiyi sağlayabilir. Toplumda en çok bilinen teknikler; asanalar (yoga duruşları), pranayama (nefes kontrol egzersizleri), meditasyon, gevşeme ve odaklanma teknikleridir. Yogayı eşsiz bir sistem yapan, bu bütüncül yaklaşımdır.

Yogaya dair yaygın ön yargılar nelerdir?

  • Ne kadar çok geriye bükülürsek o kadar iyi yapıyoruz demektir.
  • Baş üstünde durmak şarttır.
  • Sadece esnek, zayıf ve genç olanlar yapabilir.
  • Sadece hareketlerden oluşan bir sistemdir.

Anlaşılacağı üzere yoga, ne kadar çok geriye bükülürsen o kadar iyi yaptığın, baş üstünde durmanın şart olduğu, sadece esnek, zayıf ve genç kişilerin yapabileceği gibi önyargılarımızdan çok farklıdır ve sadece bir hareket sistemi de değildir.

Yoganın sağlığa faydaları üzerine yapılan araştırmalar ne diyor?(*)

  • Kas gücünde, esneklikte ve hareket açıklığında gelişmeye yardımcı olabilir. Bunun çarpıcı örneklerini günlük yaşamda fark etmek çok kolay. Yaklaşık bir yıldır çorabını giymekte zorlanan bir öğrencimin artık bu sorunun kalmadığını söylemesi; bir başka öğrencimin mutfak rafından tabakları alırken artık hiç yardıma ihtiyaç duymadığını söylemesi ve genç bir öğrencimin de uzun süreli yolculuklardan sonra artık belinin tutulmadığını söylemesi; ilk aklıma gelen örnekler.
  • Enerji seviyesi artar.
  • Uyku kalitesi yükselir. Rüyalarının güzelleştiğini ifade eden bir öğrencimi burada anmadan geçmek olmaz.
  • Stres, anksiyete, üzüntü veya depresyonda yardımcı olur. Ders verdiğim sınıflarda kullandıkları ilaçları, doktorlarının onayı ile bırakanlar olabiliyor.
  • Stres ve kaygının hafiflemesine bağlı olarak kan basıncında ve kalp atış hızında düşüş sağlanabilir.
  • Vücut ısısının düzenlenmesi, kalp-damar sağlığı, hormon sistemleri, bağışıklık sistemi, solunum sistemi üzerinde olumlu etkileri vardır.
  • Ayrıca yaşamdan memnuniyet hissini geliştirir. Çevreleriyle kavgalarının azaldığını, daha hoşgörülü ve huzurlu olduklarını söyleyenler bu madde için güzel örnekler.

Yoganın fizyoterapide kullanımı:

Özellikle kronik ağrı ve kronik şikayetlerde sonuç alabilmek için bedenin biyomekanik durumundan daha önemli olan duygular, ilişkiler, beklentiler gibi kişinin tüm yaşamını kapsayan biyopsikososyal yaklaşım kullanılır. Fizyoterapi açısından önemli olan, bu kişilerdeki değişmiş olan otonom sinir sistemi dengesidir ve bu sisteme ulaşmanın üç yolu vardır; nefes, hareket ve dokunma. Bu sebeple yoga, nefes-zihinsel odaklanma-fiziksel egzersiz üçlüsünü birleştiren bütüncül özelliğinden dolayı etkili yöntemlerden biri olarak fizyoterapi yolculuğunun bir aşamasında veya fizyoterapi bittikten sonra kullanılabilir. Temel taşları ise beden farkındalığı sağlamak, bedenin sınırlarını fark etmek, bırakmayı öğrenmek, nefesin içinde akarak hareket etmek, aklından geçenleri fark etmek şeklinde özetlenebilir. Birçok meslektaşım bu yönde de çalışıyor ve artık kendinize uygun bir yoga seansı bulmanız çok daha kolay.

Şanslısınız fizyoterapistiniz burada!

Ebru ÇELİKOK, Fizyoterapist (Fizyoterapistinizle ilgili detaylı bilgi almak için lütfen tıklayınız.)

KAYNAKLAR
  1. Rosario JL, Leite JR. Difference between blood pressure, heart rate and global stretch before and after 8 weeks of standardized meditation and yoga asanas, EC Orthopaedics, 2019.
  2. Mark D, Robert G, Jake L, Ezra A. Effects of hatha yoga practice on the health‐related aspects of physical fitness, Preventive Cardiology, 2007

Omuzdaki Kas Yırtıkları Sizi Korkutmasın..

Kapıdan bir hayli telaşlı biri içeri girdiğinde telaşının sebebini anlamakta güçlük çekmiştim. Kolunu kaldırmıyor hatta sanki yıllar önce felç geçirmiş ve hiçbir terapi almamış gibi tutuyordu. Oturtup hikayesini dinlemeye başlayınca, “kolunda yırtık olduğunu, kaldırırsa hatta oynatırsa daha çok yırtılacağını düşündüğünü” söyledi. Zaten çok ağrısının olduğunu, en ufak bir harekette daha çok ağrıdığını ve bu yüzden ağrı hissettiğinden beri hiç kolunu kaldırmadığını da ekledi. Fizyoterapiden çok korktuğunu ama ağrısı artınca mecburen geldiğini anlattı. Zamanla bu vakaya benzer hasta sayısı çoğalmaya başladı. Hastaların korktuğu bu durum hakkındaki doğru bilinen yanlışları yapılan çalışmalarla birlikte inceleyelim.

“Kolumu hareket ettirirsem ağrım artar.”

Omuzdaki kas yırtılmalarında, en önemli prensiplerden biri doku hareketliliğinin devam etmesi yani uygun egzersizdir. Egzersiz, sadece kas yırtıklarını tedavi etmekle kalmaz, ağrıya sebep olan fiziksel problemlerin de düzelmesini sağlar. Böylece günlük hareketlerde oluşacak ağrıların düzenlenmesinde etkili olur.(1)

“Kolumu hareket ettirirsem daha çok yırtılır.”

Egzersiz, kolun hareket ettirilmesini gerektiren günlük aktivitelerde hastanın korkusunu azaltmak için terapötik bir etki sağlar. Yapısal olarak hasar görmüş omuz kaslarına ve tendonlarına yeniden hareket becerisi kazandırır. Ayrıca tendonlara kontrollü yüklenmenin, doku tamiri ve dokunun yeniden yapılanmasını tetiklediği çalışmalarla gösterilmiştir.(1)

“Tedavide yapılan fizyoterapi teknikleri yeterli, egzersiz yapmama gerek yok.”

Yapılan çalışmalarda egzersiz yapmadan düzenli fizik tedaviye giden hastalarla, egzersiz yaparak gidenler karşılaştırılmıştır. Elektroterapi uygulamaları ile birlikte egzersiz yapanların daha hızlı ve daha fazla iyileştiği gösterilmiştir. Ayrıca tedavinin etkisinin egzersizle daha uzun sürdüğü ve tekrarlama olasılığının da azaldığı belirtilmiştir.(1)

“Dinlendirirsem kolum iyileşir, fizyoterapiye gerek yok.”

Fizyoterapi teknikleri uygulanan ve egzersiz yapan insanların ağrısının azaldığı, hareket fonksiyonlarının iyileştiği, yaşam kalitesinin arttığı ve tedavinin daha etkili olduğu belirtilmiştir.(6)

“Ameliyat olmadan omzum düzelmez.”

Omuz yırtıklarında fizyoterapi ilk tedavi yöntemi olarak kullanılmalıdır. Tek başına cerrahi geçirmek daha etkili değildir. Ayrıca ameliyat kadar riski olmadığı için ilk önce fizyoterapi denenmelidir.(3)

Cerrahiye karar verilen bazı hastalara ameliyat öncesi fizyoterapi programı uygulandığında çoğunda ameliyata gerek kalmadığı görülmüştür. Ayrıca bazı kas gruplarının ameliyattan sonraki durumu ile sadece fizyoterapi uygulandıktan sonraki durumu kıyaslandığında fizyoterapi daha etkili bulunmuştur. (1)

Bir diğer çalışmada ise tamir edilemeyen yırtığı olan hastalarda egzersizin önemi vurgulanmıştır. Beş ay süren egzersiz programının ardından yırtığı olan hastaların ağrısı azalmış, yaşam kalitesi ve hareket kabiliyetlerinde artış görülmüştür.(2)

“Ameliyat oldum, fizik tedavi almama gerek yok.”

Fizyoterapi, erken dönemde ameliyatla yapılan onarımı korumaya yardımcı olur, ameliyat sonrası eklem sertliğini ve ağrıyı azaltır, hareketleri iyileştirir. Ancak ameliyat sonrası bazı hareketler sınırlandırılmalı ve nazik, yavaş bir ilerleme uygulanmalıdır. Bu konuda uygun değerlendirmeyi ve rehberliği yapabilecek bilgili fizyoterapistlerle çalışmak çok önemlidir.(5)

“Ameliyat oldum fizik tedaviye hemen başlayamam.”

Konu ile ilgili bir derlemede incelenen 6 makalede, ameliyattan sonra erken ve geç rehabilitasyonun sonuçları karşılaştırılmıştır. Erken rehabilitasyon ile ilk 3-6 ay içinde ağrıda azalma, omuz eklem hareket açıklığında artma, kol fonksiyonlarında iyileşme gözlenmiştir.(4)

Ancak rehabilitasyonun fizyoterapistler tarafından yapılması, uygun yüklenmeler ve doğru egzersiz çok önemlidir. Aksi takdirde omuz kaslarındaki yırtığın tekrarlanma olasılığı vardır.

Doğru bilgi için fizyoterapistiniz burada!

Saliha Şeyma ÇINAR, Fizyoterapist (Fizyoterapistinizle ilgili detaylı bilgi almak için lütfen tıklayınız.)

KAYNAKÇA
  1. Edwards P, Ebert J, Joss B, Bhabra G, Ackland T, Wang A. Exercise rehabilitation in the non-operative management of rotator cuff tears: a review of the literature, Int J Sports Phys Ther, 2016.
  2. Christensen BH, Andersen KS, Rasmussen S, Andreasen EL, Nielsen LM, Jensen SL. Enhanced function and quality of life following 5 months of exercise therapy for patients with irreparable rotator cuff tears- an intervention study, BMC Musculoskelet Disord, 2016.
  3. Ryösä A, Laimi K, Äärimaa V, Lehtimäki K, Kukkonen J, Saltychev M. Surgery or conservative treatment for rotator cuff tear: a meta-analysis, Disabil Rehabil, 2017.
  4. Gallagher B.P., Meghan E, Bishop, Fotios P. Early versus delayed rehabilitation following arthroscopic rotator cuff repair: A systematic review, The Physician and Sportsmedicine, 2015.
  5. Nikolaidou O, Migkou S, Karampalis C. Open Orthop J. Rehabilitation after Rotator Cuff Repair, The Open Orthopaedics Journal, 2017.
  6. Page MJ1, Green S, McBain B, Surace SJ, Deitch J, Lyttle N, Mrocki MA, Buchbinder R. Manual therapy and exercise for rotator cuff disease, Cochrane Database Syst Rev, 2016.